bugün
- erkeğe ne hediye alınır26
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır9
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması12
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır8
- kanınıza rengini verir misiniz15
- uzağı göremeyen insan18
- anın görüntüsü19
- türkiyede çok abartılan arabalar24
- icardi190516
- icardi1905 silik olsun kampanyası35
- icardiyi tokat manyağı yapmak9
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak19
- evlilik12
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız13
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi22
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek20
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
entry'ler (147)
Hazır Çocuğa konmak.
Sözlüğe girecek imkanın olmaması.
Seninle benim aramda ki tek fark kardeş.
gayet uygundur dostum.
mudanya yıldıztepe güneş doğuşu ve batışı için en uygun yerdir vesselam.
tam olarak ileride meslek sahibi olmak olduğunu söyleyemem.günümüzde torbacıların bile işletme mezunu olduğunu düşünürsek bu meslek çoğu kişi için sadece üniversite okudum için okunabiliyor.
gelin çiçek verelim yollarına serelim.
en son izlediğim filmi takdim etmek zorunda hissettim kendimi ''sihirbazlar çetesi''
fem dershanelerinin yeni sloganı mı?
sırf instagram'da fotoğraf paylaşmak adına alınan kitap.okunması şüpheli keşke okunsa o kitaba kadar okunacak neler var daha.
Hakem Hüseyin Göçeğin maçın önüne geçtiği ve maçın hakkının beraberlik olduğu maçtır.
maçtan sonra soyunma odasında toplandığımızda herkes ter kokardı fakat beckham parfüm.
şu an olayın içindeki kişiyim. bu yazıyı da yakın doğu üniversitesi yurdundan yazıyorum. aslına bakılırsa birçoğunuz önyargıyla kıbrısı gözünüzde büyütmüşsünüz veya abartmışsınız. arkadaşlar kıbrıs kimine göre köy kimine görede las vegastır bunu düşündüren ise paradır. az bir miktarda geçinemez misin? eyvallah öğrencisin birazcık kısıp özel üniversitede okuduğunu bilip kısıcaksın ayda 300 lira harcayınını da biliyorum 1.500 lira harcayıp yetmiyor diyenide bu biraz da sizin iradeniz ve yaşam tarzınıza bağlı.
ulan o kadar da para harcandı ahmet abi. 500 filika gelse 100er binsek filikalara iyi iyi sen bincen mi?
68 neslinin efsanevi tanığı, onun için yazdığım birkaç satır buyrun
üzerimize düşen görevin bu denli ağır olduğunu ilk başta farketmemiştik tabii olarak. çocukluk yıllarında dışarda oynarken ne alırsan al paylaşmak zorundasın gibi hissiyle aşılandı sosyalizm olgusu. belkide şirinleri o kadar çizgi film arasında neden bu kadar sevdiğimizin kanıtı, ve maç yapmak için kurduğumuz kaleleri yıkıp geçendi belkide kapitalist arabalar bu yüzden arkasından yaptığımız isyanın ilerki yıllarda reele dönüşen bir anarşizm olduğunu bilmiyorduk elbette. habersizdik kitaplardan, dergilerden sadece önünden geçtiğimiz kahvehanelerde mırıldanılan ne olucak bu memleketin hali lafını sık sık duyar anlam veremezdik çünkü o an tek derdimiz oyunda kaç cilli kaybettiğimizdi. daha sonra lise yıllarında tanıştık siyasetle ilkokulda da pek birşey yoktu haliyle beden eğitimi dersi herzaman bir adım önde gibiydi. ağbilerimizden öğrendik eli yumruk yapıp havaya doğru yükseltmeyi anlam veremesekte dilimize dolanmıştı etrafa umutla söyledikleri sloganlar. pek parlak sayılmazdı derslerimiz hele matematik vardı ki hiç çakmazdık zaten derste çalışmazdık çok kitap okurduk deli gibi bu yüzdendir çalışmadan 5 aldığımız edebiyat ve tarih. bazı hocalar vardı ki isyanımızı anlar gibi şefkatti bizlere işte onlardı sadece bizim değil geleceğin düşünen adamlarını eğiten insanlar çünkü bir başka okurduk nazımın şiirlerini anlaşılırdık hemen bakışlardan, sohbetten, kitaplardan ve deniz ağbinin devrim montundan. sevmezdik pek kışları kar yağarken lüks bir kafede sahlep içen sinek kaydı kravatlı adamlardan da pek hoşlanmazdık zaten. bizim derdimiz dışarıda soğukta ellerini ovalayan işçi donmadan topladığı kartonları eve götürmeye çalışan çocuk oldu işte bu yüzden aşıktık ilkbahara grup yorum dinlerken gelen bahar güneş doğacak açacak çiçek diyordu sessizce çalan bir devrimcinin kulaklığında ne güzeldi ki düşünen bir gençlik hayali işte bu yüzden gece yattığımızda bir kadın değildi düşüncemiz toplumdu, düzendi, ezilenlerdi. benim gibi düşünen çok insan vardı hayali olan düzen hayal eden, çalışan, sadece hakkını isteyen ama biri kardeş gibiydi candı, sohbetlerinden keyif aldığım, sabaha kadar şakalaşmaktan bıkmadığım, kitaplarını verdiği omzumda bir eldi serkandı. bir diğer elde efeydi. denizi sevdik biz, ilkbaharları, kırlangıçları. çoğu zaman tahta taburelerde çay içerken duyulan huzurdu gelecek. yan tarafta edilen muhabbetin anakonusuydu memleket hali geleceğe duyulan endişeydi, alnın kırışmasıydı efkarla çekilen sigaranın dumanı. sezen çalardı bir taraftan yırtık bir afiş seni gördüm duvarda diyordu oda devrimi anlatıyordu. kaldırımlar biliyordu bir devir muhteşemlerdi ve bizde bir devir muhteşemdik, güz güneşinden hüzünlü ilkyazdan şendik, bizi düşündüren memleket haliydi okuduklarımızdı 20 yaşında bana ve bize bunları yazdıran düşündüren sokağa döktüren. anarşist bunlar deyip bize vatan haini gibi bakanlara, geleceği düşünmeyenlere her gelen güçlü iktidara razı olanlara karşı pek birşeyde söylemedik okuduk yazdık okuttuk. bizim gençliğimize anlam katan buydu. bir fikir, bir nesildik, kardeşlik oku çocuk, soran olursa denizdendir denizden.
üzerimize düşen görevin bu denli ağır olduğunu ilk başta farketmemiştik tabii olarak. çocukluk yıllarında dışarda oynarken ne alırsan al paylaşmak zorundasın gibi hissiyle aşılandı sosyalizm olgusu. belkide şirinleri o kadar çizgi film arasında neden bu kadar sevdiğimizin kanıtı, ve maç yapmak için kurduğumuz kaleleri yıkıp geçendi belkide kapitalist arabalar bu yüzden arkasından yaptığımız isyanın ilerki yıllarda reele dönüşen bir anarşizm olduğunu bilmiyorduk elbette. habersizdik kitaplardan, dergilerden sadece önünden geçtiğimiz kahvehanelerde mırıldanılan ne olucak bu memleketin hali lafını sık sık duyar anlam veremezdik çünkü o an tek derdimiz oyunda kaç cilli kaybettiğimizdi. daha sonra lise yıllarında tanıştık siyasetle ilkokulda da pek birşey yoktu haliyle beden eğitimi dersi herzaman bir adım önde gibiydi. ağbilerimizden öğrendik eli yumruk yapıp havaya doğru yükseltmeyi anlam veremesekte dilimize dolanmıştı etrafa umutla söyledikleri sloganlar. pek parlak sayılmazdı derslerimiz hele matematik vardı ki hiç çakmazdık zaten derste çalışmazdık çok kitap okurduk deli gibi bu yüzdendir çalışmadan 5 aldığımız edebiyat ve tarih. bazı hocalar vardı ki isyanımızı anlar gibi şefkatti bizlere işte onlardı sadece bizim değil geleceğin düşünen adamlarını eğiten insanlar çünkü bir başka okurduk nazımın şiirlerini anlaşılırdık hemen bakışlardan, sohbetten, kitaplardan ve deniz ağbinin devrim montundan. sevmezdik pek kışları kar yağarken lüks bir kafede sahlep içen sinek kaydı kravatlı adamlardan da pek hoşlanmazdık zaten. bizim derdimiz dışarıda soğukta ellerini ovalayan işçi donmadan topladığı kartonları eve götürmeye çalışan çocuk oldu işte bu yüzden aşıktık ilkbahara grup yorum dinlerken gelen bahar güneş doğacak açacak çiçek diyordu sessizce çalan bir devrimcinin kulaklığında ne güzeldi ki düşünen bir gençlik hayali işte bu yüzden gece yattığımızda bir kadın değildi düşüncemiz toplumdu, düzendi, ezilenlerdi. benim gibi düşünen çok insan vardı hayali olan düzen hayal eden, çalışan, sadece hakkını isteyen ama biri kardeş gibiydi candı, sohbetlerinden keyif aldığım, sabaha kadar şakalaşmaktan bıkmadığım, kitaplarını verdiği omzumda bir eldi serkandı. bir diğer elde efeydi. denizi sevdik biz, ilkbaharları, kırlangıçları. çoğu zaman tahta taburelerde çay içerken duyulan huzurdu gelecek. yan tarafta edilen muhabbetin anakonusuydu memleket hali geleceğe duyulan endişeydi, alnın kırışmasıydı efkarla çekilen sigaranın dumanı. sezen çalardı bir taraftan yırtık bir afiş seni gördüm duvarda diyordu oda devrimi anlatıyordu. kaldırımlar biliyordu bir devir muhteşemlerdi ve bizde bir devir muhteşemdik, güz güneşinden hüzünlü ilkyazdan şendik, bizi düşündüren memleket haliydi okuduklarımızdı 20 yaşında bana ve bize bunları yazdıran düşündüren sokağa döktüren. anarşist bunlar deyip bize vatan haini gibi bakanlara, geleceği düşünmeyenlere her gelen güçlü iktidara razı olanlara karşı pek birşeyde söylemedik okuduk yazdık okuttuk. bizim gençliğimize anlam katan buydu. bir fikir, bir nesildik, kardeşlik oku çocuk, soran olursa denizdendir denizden.
birayla en güzel sigara gider arkadaşım. Çerezmiş , cipsmiş hikayedir.
vedalaşma sırasında söylenen bir takım klişeleşmiş sözlerden birisidir. Diğer hususta başlığı gördüğümde aklıma gelen ahmet kaya'nın şarkısıdır.
evden çıkmam bir şekilde gerekiyordu yaşım gereği fakat gurbeti keşke yaşamasaydım.
tek pas oynuyoruz beyler kaptırcağınızı anlayınca kaleciye dönün top bizde olsun hep hadi göreyim.
alan gidiyor alan gidiyor abi böyle maç mı olur.
hasan sal sal sal.
sülo açıl açıl açıl.
gel terse gel, kaçtıım gör şimdi.
alan gidiyor alan gidiyor abi böyle maç mı olur.
hasan sal sal sal.
sülo açıl açıl açıl.
gel terse gel, kaçtıım gör şimdi.